16 Haziran 2012 Cumartesi

KARARLILIK


Müminin en belirgin özelliklerinden biri de, son derece kararlı oluşudur. Hiçbir zaman şevkini, heyecanını yitirmez. Tüm işlerini Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak için yapmaktadır. Dolayısıyla hiçbir zorluk onu yolundan döndüremez. İnsanların kendisi hakkında ne düşüneceği de önemli değildir. Tek hedefi Allah'ın rızasıdır; tüm hayatı bu hedefe göre şekillenir. 

Müminlerin kararlılığını Allah çeşitli şekillerde sınar. Örneğin Allah, müminleri eğitmek için geçici bir süre sıkıntı ve zorluk verebilir. Kuran'da bu durum şöyle açıklanır: 

Andolsun, Biz sizi biraz korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabır gösterenleri müjdele. (Bakara Suresi, 155)

Kesin bir kararlılığa sahip olan mümin, ayette belirtildiği gibi, kendisine isabet eden tüm bu zorluklara sabreder. Kuran'da Allah, müminlerin bu tavrını ayetlerinde şöyle övmektedir: 

Nice peygamberlerle birlikte birçok Rabbani (bilgin)ler savaşa girdiler de, Allah yolunda kendilerine isabet eden (güçlük ve mihnet)den dolayı ne gevşeklik gösterdiler, ne boyun eğdiler. Allah, sabredenleri sever. 

Onların söyledikleri: "Rabbimiz, günahlarımızı ve işimizdeki aşırılıklarımızı bağışla, ayaklarımızı (bastıkları yerde) sağlamlaştır ve bize kafirler topluluğuna karşı yardım et" demelerinden başka bir şey değildi. (Al-i İmran Suresi, 146-147) 

Buna karşılık zorluklara göğüs germemek, mümine yakışan bir tavır değildir: 

Senden, yalnızca Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, kalpleri kuşkuya kapılıp, kuşkularında kararsızlığa düşenler izin ister. (Tevbe Suresi, 45) 


Andolsun, Biz bundan önce Adem'e ahid vermiştik, fakat o, unutuverdi. Biz onda bir kararlılık bulmadık. (Taha Suresi, 115) 

Zorlukların yanı sıra ele geçen iyi imkanların da insan üzerinde gevşetici etkisi vardır. Rahatlık, çoğu kişinin heyecanının ve şevkinin sönmesine sebep olabilir. Ancak unutulmamalıdır ki, Allah'tan bir nimet geldiğinde şımarıklığa kapılmak ve Allah'tan yüz çevirmek, inkarcıların özelliğidir. Kuran'da bu durum şöyle tarif edilir: 

İnsana bir zarar dokunduğunda, yan yatarken, otururken ya da ayaktayken bize dua eder; zararını üstünden kaldırdığımız zaman ise, sanki kendisine dokunan zarara Bizi hiç çağırmamış gibi döner-gider. İşte, ölçüyü taşıranlara yapmakta oldukları böyle süslenmiştir. (Yunus Suresi, 12)
Oysa iman eden bir insan için böyle bir şey söz konusu değildir. Ellerine ne denli iyi imkan geçerse geçsin (lüks, ihtişam, para, iktidar gibi), bu onların kararlılıklarını bozup gevşek bir yapıya bürünmelerine sebep olmaz. Çünkü mümin tüm bunların Allah'tan gelen birer nimet olduğunun ve Allah'ın dilerse bunları geri alabileceğinin farkındadır. Bu nedenle asla şımarıklığa kapılmaz.
Ciddi bir çaba göstermek, işi sıkı tutmak, gevşeklik göstermemek, aşırılıklardan ve taşkınlıklardan kaçınmak, müminlerin kararlılık ve istikrarlarının göstergelerindendir. Bir ayette, "ahiret için ciddi bir çaba gösterenler"den şöyle söz edilir: 

Kim de ahireti ister ve bir mümin olarak ciddi bir çaba göstererek ona çalışırsa, işte böylelerinin çabası şükre şayandır. (İsra Suresi, 19) 

Gevşememek, sürekli şevkli ve heyecanlı olmak Allah'ın Kuran'da bildirdiği emirlerdendir. Bir ayette şöyle buyrulmaktadır: 

Gevşemeyin, üzülmeyin; eğer (gerçekten) iman etmişseniz en üstün olan sizlersiniz. (Al-i İmran Suresi, 139) 

Başta da belirttiğimiz gibi kararlılık ve istikrar iki önemli mümin vasfıdır. Müminler, "Müminlerden öyle erkek-adamlar vardır ki- Allah ile yaptıkları ahde sadakat gösterdiler; böylece onlardan kimi adağını gerçekleştirdi, kimi beklemektedir. Onlar hiçbir değiştirme ile değiştirmediler" (Ahzab Suresi, 23) ayetinde olduğu gibi ölünceye dek aynı kararlılık ve istikrarı Allah'ın rızasını kazanmak için gösteren kişilerdir. Müminlerin bu özelliklerinin önemi Kuran'da "münafık" olarak isimlendirilen ve müminlerin arasından çıkan iki yüzlü insanların ahlakı düşünüldüğünde daha iyi açığa çıkmaktadır. 

Ne yapacağı belli olmayan, müminlerin yanında başka, inkar edenlerin yanında başka hareket eden münafık karakterli kişiler, son derece istikrarsız bir ruh hali içindedirler. Müminler bir başarıya ulaştığında "biz de sizdendik" demeleri ya da zorda kalınca müminlerden uzak durmaya çalışmaları bunun en açık göstergelerindendir: 

Kuran'da kararlılık konusunda verilen örneklerden biri de Kehf Ehli ile ilgilidir. Kuran'da Kehf Ehli'nden, "Sabrın ve kararlılığın kalplerine rabtedildiği" (Kehf Suresi, 14) bir topluluk olarak bahsedilmektedir. 

Bir insanın ibadetlerinde sürekli olması da istikrar açısından yine önemli bir örnektir. Kuran'daki "sarp yokuş" (Beled Suresi, 11) kavramı kararlılık ve istikrarın önemini açıklamaktadır. Kararlılık ve istikrarın bitiş noktası ise ölümdür. Mümin, ölünceye dek sabretmekle yükümlüdür. Allah bir ayetinde şöyle buyurmaktadır: 

Şüphesiz sana biat edenler, ancak Allah'a biat etmişlerdir. Allah'ın eli, onların ellerinin üzerindedir. Şu halde, kim ahdini bozarsa, artık o, ancak kendi aleyhine ahdini bozmuş olur. Kim de Allah'a verdiği ahdine vefa gösterirse, artık O da, ona büyük bir ecir verecektir. (Fetih Suresi, 10)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder