Kuran ayetlerinde, Allah'ın sıfatlarının bir kısmı şu şekilde haber verilmektedir:
Allah... O'ndan başka
ilah yoktur. Diridir, kâimdir. O'nu uyuklama ve uyku tutmaz. Göklerde ve
yerde ne varsa hepsi O'nundur. İzni olmaksızın O'nun katında şefaatte
bulunacak kimdir? O, önlerindekini ve arkalarındakini bilir. Dilediği
kadarının dışında, O'nun ilminden hiçbir şeyi kavrayıp-kuşatamazlar.
O'nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp-kuşatmıştır. Onların
korunması O'na güç gelmez. O, pek yücedir, pek büyüktür. (Bakara Suresi, 255)
Allah, yedi göğü ve
yerden de onların benzerini yarattı. Emir, bunların arasında durmadan
iner; sizin gerçekten Allah'ın herşeye güç yetirdiğini ve gerçekten
Allah'ın ilmiyle herşeyi kuşattığını bilmeniz, öğrenmeniz için. (Talak Suresi, 12)
Ancak insanların çoğu Allah'ın
bu sıfatlarını bilmez, Rabbimizi gereği gibi tanımazlar. Cahiliye
insanlarının, Allah inancı, kendi kafalarında ürettikleri bazı
hurafelere göredir. Bu nedenle de, Allah'ın sonsuz gücünü ve azametini
kavrayamazlar. Kuran'da, bu kişiler, "Onlar, Allah'ın kadrini hakkıyla takdir edemediler. Şüphesiz Allah, güç sahibidir, azizdir." (Hac Suresi, 74) ayetiyle tarif edilir.
Allah'ın gücünü hakkıyla takdir
etmek, imanın en önemli şartlarındandır. Mümin, içinde yaşadığı
cahiliye toplumundaki çarpık Allah inancından kopar ve cahiliye
toplumunun tüm sapkın inanışlarını reddeder.