24 Ocak 2017 Salı

Geçmişten ders almak


Orta Doğu her zaman Batı için bir cazibe bölgesi olmuştur. Batı ülkeleri bu bölgeyi, kendi amaçlarına hizmet edecek, küçük, parçalanmış ülkelerden oluşacak şekilde dizayn etmeye çalışmıştır…Orta Doğu halklarının tarihte olduğu gibi bugün de pek çok suni sorunla karşı karşıya olmasının sebebi Batı ülkelerinin Ortadoğu üzerindeki bu emelleridir.






Geçmişte İngiliz derin devleti Orta Doğu’yu şekillendirmek için binlerce ajan kullanmıştır. Bunlardan en tanınmış olanları, her ikisi de 1. Dünya Savaşı sırasında önemli roller oynayan Gertrude Bell ve T.E. Lawrence’dır.



1.Dünya Savaşı sırasında bugün Irak sınırları içerisinde yer alan Necef ve Kerbala’dan elli bin kişilik bir Şii milis kuvveti İngiltere’ye karşı Osmanlı ordusu içerisinde yer aldı. Kut’ül-Amare zaferi (1916) işte bu güçlü Osmanlı-Şii ittifakı sayesinde kazanıldı. Bu yenilgi sonucunda İngilizler Şii-Sünni ittifakını kırmadıkları sürece bölgeye hakim olamayacaklarını anladılar. Bu nedenle İngiliz derin devleti medya üzerinden başlattıkları propaganda teknikleri ve İngiliz ajanları ile Müslümanları güçsüzleştirip bölmeye, bir yandan da İslam’ı kendi menfaatlerine hizmet edecek yeniden tanımlamaya çalıştılar.





Arnold Toynbee isimli İngiliz tarihçi, Tarih Üzerine bir İnceleme adlı kitabında, İslam dünyasını anlatırken ilk defa Sünni Arap milletleriyle İran Şiileri arasında ayırım yaptı. Dahası bu Sünni Araplarla İran Şiileri arasında bir çatışma olduğunu ileri sürdü. Aynı propaganda yöntemlerinin yer aldığı diğer kitaplarda da Sünnilerle Şiilerin birbirlerini katlettikleri öne sürüldü.

Devamını Okumak için Tıklayınız







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder